Bilgiyle Yaşat!

Deprem Olduğunda İlk Olarak Ne Yapılmalı?
İşletmelerin depreme hazırlanması neden önemli? Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve on ilimizi etkisi altına alan depremler sonrasında şirketlerin kendilerini doğal afetlerden nasıl koruyacaklarını ele
almaları gerekiyor. Çünkü birçok şirketin herhangi bir deprem hazırlığı bulunmuyor. Bu nedenle büyük depremlerin şirketler üzerinde ölümcül etkileri olabiliyor, faaliyetler durabiliyor. Şirketlerin bir doğal afetten sonra tekrar faaliyete geçmesi haftalar, aylar ve bazen yıllar alabiliyor. Hangi sektörde olursa olsun şirketlerin bir doğal afet öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılacaklar için hazırlığa başlaması gerekiyor. Çünkü, aylarca artçı sarsıntıların ve hatta potansiyel olarak daha büyük depremlerin beklenmesiyle depremden kaynaklanan mali hasar, fiziksel yaralanmalar ve kayıplar işletme sahiplerini oldukça zorluyor. İşletmelerin doğal afetlerde zorlu bir senaryoyla yüzleşmeye hazırlıklı olması gerekiyor.
İşletmenize ve çalışanlarınıza yönelik riskleri belirlemeli. Şirketler bulundukları şehri doğal bir afet vurması halinde fiziksel olarak nasıl etkileneceklerini belirlemelidir. Doğal afetin türünü, sağlık risklerini ve kamu
hizmetleri üzerindeki etkisini (örneğin elektrik, su, gaz erişimi) göz önünde bulundurmalıdır.
Bir acil durum planı oluşturmalı. Bir risk değerlendirmesi yaptıktan sonra acil durum planı hazırlanmalıdır.
Afetle birlikte hem saha içinde hem de saha dışında çalışanlara sorumlulukların nasıl devredileceği belirlenmeli, acil durum kitleri önceden hazırlanmalı, binanın içinde nerede saklandığını bilen kişiler tespit edilmeli, bir afet sırasında ve sonrasında personelle iletişime geçme planı oluşturulmalı; çalışanlarla, müşterilerle iletişim kurmak için hangi yöntemlerin kullanılacağı, e-postadan telefon görüşmesine ve yazılı mesajlaşmaya kadar çok çeşitli seçeneklerin ana hatları çizilmeli, çalışanların iletişim bilgilerinin güncel
olması sağlanmalıdır. İlk yardım ve afet bilinci oluşturulması konusunda personel eğitimi sağlanmalı, tüm işletmeler kendi arama-kurtarma ekiplerini oluşturmalı, gerekli olacak güvenlik ekipmanlarını önceden sağlamalıdır. Çünkü eğitim, bir doğal afet meydana geldiğinde çalışanların kendilerini daha güvende hissetmelerine yardımcı olur ve ofisteki kaos ve korku düzeyini azaltır. Ayrıca bir doğal afet sırasında, çalışanların ve işyerine gelen ziyaretçilerin sağlığı ve güvenliği, işletmelerin ana kaygısı olmalıdır. Afetin
çalışma saatleri içinde gerçekleşmesi halinde binanın nasıl güvenli bir şekilde tahliye edileceği, güvenli buluşma yerlerine yönlendiren toplantı noktaları üzerine çalışılmalı, önceden deprem tatbikatı yapılmalıdır. Deprem anında, özellikle güvenlik bölgeleri ve tahliye/dolaşım yollarında, kaza oluşturabilecek veya insanların yaralanmasına neden olabilecek tüm koşulların düzeltilmesi ve/veya ortadan kaldırılması gerekmektedir. Aslında, acil durum planı bir sağlık ve güvenlik gerekliliğidir. Doğal afetlerin öngörülemez doğası gözönüne alındığında, acil durumlar için önceden planlama yapmak en iyi
uygulamadır. Deprem tatbikatları yılda en az bir kez yapmalıdır.
Uzaktan çalışmaya geçiş İşyerleri hasar nedeniyle müsait değilse, onarımlar sırasında çalışanların
evden veya farklı bir yerden çalışmasına izin verilmelidir. Önemli verileri yedeklemeli
İşletmeler, bir afet olasılığına karşın önemli evraklarını güvenle saklamalıdır. İşyeri dışında bir yerde kopyalarını tutmalıdır. Banka hesap özetleri, sigorta poliçeleri, tedarikçi ve nakliye irtibat listeleri, çalışan bilgileri, bilgisayar yedekleri ve diğer belgelerin kopyalarını bulutta saklamalıdır. Bu, şirketlere
nerede olurlarsa olsunlar bilgilere erişmelerini sağlayacaktır. Bir sigorta şirketiyle görüşmeli. Her şirket bir felaket durumunda kaybını azaltmak için sigorta yaptırmalıdır. Deprem anında hangi sigortanın sağlanacağını ve şirketin nelere ihtiyacı olduğunu öğrenmek için mevcut sigorta poliçesi incelenmelidir. Eksikler varsa mevcut poliçenin limitlerine bakılmalı ve daha kapsamlı bir hale getirilmesi
sağlanmalıdır.
Bina güçlendirmeleri İşletmelere sismik güçlendirme gerekip gerekmediğini görmek için binalarını
denetletmeleri tavsiye edilmektedir. Afet sonrası iletişimi tasarlamalı . Şirketler afet ve sonrasında iletişimin nasıl sağlanacağını detaylandırmalıdır. Kriz iletişim planında müşterilere, ekiplere yer verilmelidir. Müşterileri doğal afetin işletme üzerindeki etkisi hakkında bilgilendirmek için sosyal medya
gönderilerinden, e-postalardan veya basın bültenlerinden yararlanılmalıdır. Şirket çalışma saatlerini kısalttıysa veya belirsiz bir süre için kapalı olacaksa, müşterileri gecikmenin iş yapma yöntemini nasıl etkileyebileceği konusunda bilgilendirmeli ve tekrar çalışmaya başladığında haber vermelidir.
Afet fonu ayırmalı . Şirketler, pandemide de deneyim ettiği gibi afet gerçekleşmeden önce gelir
edememe durumuna karşılık olarak bir kenara bir afet fonu ayırmalıdır. Doğal afetlerde çalışan hakları
İşverenler, çalışanların afet sırasında ve sonrasında yönetmek zorunda kalabilecekleri çeşitli çalışan hakları üzerine çalışmalıdır. Afetten sonra izin hakları, ödeme koşulları, sağlık ve güvenlik nedenleriyle çalışmayı reddetme hakkı gibi… Çünkü çalışanların afetle birlikte yolların kapanması nedeniyle
işyerine ulaşamaması, hasta veya yaralı olması, çalışanın bakmakla yükümlü olduğu kişinin hasta veya yaralı olması, vb. durumlarda işveren ödeme yapılıp yapmayacağını belirlemek için iş sözleşmelerine veya işyeri politikalarına başvurmalıdır. İş sözleşmelerinde bu kapsam yoksa eklenmelidir. Bir deprem
durumunda, şirketin deprem stratejisinin olmaması bu güvenliği engellemişse, hata işverene düşebilir. Bu nedenle, çalışanların fiziksel sağlığını korumak için bir plana sahip olmak çok önemlidir.
İş sağlığı ve güvenliği idaresi kurulmalı Bir depreme hazırlıklı olmak ve hızlı bir şekilde müdahale etmek için şirketler bünyelerinde iş sağlığı ve güvenliği idaresi kurulmasını gündeme almalıdır.
Depremin ekonomik bir boyutu var TÜİK tarafından bu hafta açıklanan 2022 verilerine göre, deprem bölgesindeki toplam 10 ilde 13.42 milyon kişi yaşıyor ve bu toplam nüfusun %15.7’sini oluşturuyor. Dünya çapında ülkeler, felaketlerden ders aldıkça, zaman zaman afet yönetimi uygulamalarını yükselttiler. Bir sonraki büyük depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz, ancak hayatta kalmak ve etkisini en aza indirmek